13 Eylül 2014 Cumartesi

Beslenme Pratiği

Beslenme konusunda maalesef herhangi bir sistematiğim yok keza günlük beslenmenin yüzde 55' i karbonhidratlardan olmalı bunlarında yüzde bilmem ne kadarı lifli olsun, lifli  karbonhidratlar şu şu besin gruplarında bulunuyor gibi ayrı ayrı bilinmesi ve uygulanması gereken birçok bilgi var.

Bunları bizim gibi sıradan insanların hayat pratiğine geçirmesi çok zor gibi gözüküyor. Sanırım miktar olarak az/yeterli ancak çeşitli besin gruplarından oluşan bir beslenme modeli benimsemek (analarımızın uyguladığı model :) ) en azından ihtiyacımız olanı elde etmek için yeterli olabilecektir.

Rakamlar, rakamlar


Kabaca kafa karıştıran kavramlara bakacak olursak karbonhidratlar, proteinler ve yağlar ihtiyacımız olan enerjiyi sağlarlar. Enerjinin sağlanabilmesi için bir takım metabolik işlemlere ihtiyaç duyulur, bunlar ise vitaminler ve mineraller tarafından gerçekleştirilir. 

Karbonhidratlar öncelikle enerji için kullanılırlar, basit ve kompleks olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Basit karbonhidratlar glukoz, fruktoz ve galaktoz (tek şekerli), lactoz, maltoz, sükroz (iki şekerli). Kompleks karbonhidratlar için ise nişasta, glikojen ve lif örnek verilebilir. Karbonhidratlar kaslarda ve karaciğerde glikojen olarak depolanır.


Kalp, diabet, kilo kontrolü ve tokluk için lifli gıdalar tüketilmelidir.

Proteinlerin yapıtaşları amino asitlerdir. 9 adet temel, 11 adet temel olmayan amino asit bulunmaktadır. Temel amino asitler vücut tarafından üretilmediğinden mutlaka gıda yoluyla alınmalıdır. Proteinlerin antikor üretimi, enzim ve hormon yapılandırma, onarım gibi birçok görevi bulunmaktadır, ayrıca  karbonhidrat ve yağın tükenmesi durumunda enerji olarakta kullanılırlar.


:)

Yağlar insan vücudu için önemli bir enerji kaynağıdır. Enerji kaynağı olmanın yanı sıra vücüdun iklimlendirilmesi, organlar arası ve dış etkenlere karşı yastıklama, yağda çözünen vitaminlerin emilimi gibi görevleri yerine getirirler. Doymuş yağlar genel olarak hayvansal gıdalarda, doymamış yağlar bitkisel gıdalarda bulunur. Trans yağlar ise bitkisel yağların hidrojenizasyonu sonucu elde edilirler. Genel olarak bitkisel yağlar tercih edilmelidir, trans yağlardan (çoğunlukla margarin ile üretilen gıdalar) azami seviyede kaçınılmalıdır. 


İyi ve kötü

Vitaminler, karbonhidrat, protein ve yağların enerjiye dönüşüm sürecinde düzenleyici rol üstlenmekle birlikte kemik, kas ve kırmızı kan hücreleri yapımında kullanılan organik maddelerdir. Enerji sağlamazlar, herhangi bir kalori değerleri yoktur. Yağda çözünen vitaminler A, D, E ve K, suda çözünen vitaminler ise B vitaminleri ve C vitaminidir. Suda çözünen vitaminler için doz aşımı olduğunda ihtiyaç fazlası idrar yoluyla vücuttan atılabilirken yağda çözünen vitaminlerin doz aşımı toksin etki yaratabilmektedir.


Mineraler, kemik ve diş formasyonu, vücuttaki sıvı dengesinin sağlanması, kasların kasılması, kanın pıhtılaşması gibi görevleri bulunan inorganik maddelerdir. Aynı vitaminlerde olduğu gibi enerji sağlamazlar ve herhangi bir kalori değerleri yoktur. 


Vitaminler, mineraller

Makro mineraller günde en az 100 miligram veya daha fazla alınmalıdır. Mikro minerallere ise çok daha az miktarlarda ihtiyaç duyulur. Vitaminler gibi minerallerinde eksiklik/yoksunluk durumları çeşitli sağlık sorunlarına sebebiyet vermektedir.


Major (makro), trace (mikro) mineraller

Görseller : Yazıda kullandığım görsellerin web adreslerini not ettiğim belgeyi silmişim, bu nedenle referans veremiyorum. Ticari bir blog olmadığından bu kez affetsinler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder